Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
 - I must return home within a week.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
 - The president was forced to return to Washington.
Bunu iade etmek istiyorum.
 - I'd like to return this.
Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu.
 - Ah! I forgot again! I was supposed to go to the library to return a book today!
O onun aşkını geri çevirmedi.
 - He did not return her love.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
 - I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
 - What does Tom expect in return?