thro'

listen to the pronunciation of thro'
الإنجليزية - التركية
bir uçtan bir uca '
thro
doğru

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

thro
kesintisiz
thro
baştan sona

Sadece bunu baştan sona konuşalım. - Let's just talk this through.

Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi. - The squirrel chewed through the power cable.

thro
arasından

Tom kalabalığın arasından ilerledi. - Tom made his way through the crowd.

Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük. - We walked through thick bushes.

thro
prep. bir uçtan bir uca, içinden, arasından, baştan başa, sayesinde, yüzünden
thro
doğruca
thro
sayesinde

Genetik mühendisliği sayesinde, mısır kendi böcek ilaçlarını üretir. - Through genetic engineering, corn can produce its own pesticides.

Arkadaşlarımın iyi ofisleri sayesinde bir iş bulabildim. - I was able to get a job through the good offices of my friend.

thro
bir uçtan bir uca

İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm. - I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.

thro
direkt

O direkt gözyaşları ile cevap verdi. - She answered through tears.

thro
tamamen

Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın? - Are you completely through with your homework?

Ben sadece onu tamamen bitiremedim. - I just couldn't go through with it.

thro
içinden

Bir grup kentin içinden geçit açtı. - A band led the parade through the city.

Maruyama nehri Kinosaki'nin içinden akar. - The Maruyama river flows through Kinosaki.

thro
yüzünden

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

thro
baştan başa

İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı. - The two boys traveled throughout the land.

through
yoluyla

Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar. - They fled through a secret passageway.

Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır. - It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.

through
baştan sona

Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı. - Tom caught Mary snooping through his stuff.

Sadece bunu baştan sona konuşalım. - Let's just talk this through.

through
aktarmasız
through
orasında burasında
through
arasında (bir gürültünün)
through
rağmen (bir gürültüye)
through
dolayımıyla
through
(Tıp) Vasıtasiyle, yolu ile
through
doğru

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı. - The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

through
-e kadar
through
sonuna

Sonuna kadar görevi taşımalısın. - You must carry the task through to the end.

through
başından sonuna kadar
through
bitirmiş
through
içeriye

O, pencereden içeriye girdi. - He came in through the window.

Tom tekrar kapıdan içeriye yürüdü. - Tom walked back in through the door.

through
süresince

O, gece süresince çalıştı. - He worked through the night.

through
bitmiş

Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır. - This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.

through
başarılı bir sonuca
through
(İnşaat) içinden, sona ermiş
through
(Yeni Sözcükler) boyunca

Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir. - Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.

O gün boyunca İngilizce duyar. - She hears English all through the day.

الإنجليزية - الإنجليزية
through

Vext the dim sea.

Thro' is sometimes used as a written abbreviation for through
thro
through
thro
A contraction of Through