Çocuklarımı düşünmek zorundayım.
- I have to think of my children.
Bizi bir takım olarak düşünmek istiyorum, Tom.
- I'd like to think of us as a team, Tom.
Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
- I can not hear that song without thinking of my high school days.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum.
- I just don't want to have people thinking I'm weak.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
- Two people think of her as their daughter.
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
Yeni film hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of the new movie?
Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin örgütsel yeteneklerini güzelce tamamladı.
- Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents.
Onun düşünce biçimi biraz aşırı.
- His way of thinking is a bit extreme.
Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum.
- I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.
Tom para hakkında düşünerek çok zaman harcamaz.
- Tom doesn't spend much time thinking about money.
Ben onun güvenilir bir adam olduğunu düşünerek yanıldım.
- I was mistaken in thinking that he was a trustworthy man.
Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
- I can not hear that song without thinking of my high school days.
Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.
- I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.
Bu fikirler düşünme tarzımıza yabancı.
- Those ideas are alien to our way of thinking.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
... So I started thinking of health on sort of a spectrum. ...
... Like with Thinking of You. ...