تعريف the body of faculty and students of a college في الإنجليزية التركية القاموس.
- college
- {i} üniversite
Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.
-We cannot decide whether to go to college or not.
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
-My father would not permit me to go on to college.
- college
- yüksekokul
Tom ve Mary yüksekokul öğrencisidirler.
-Tom and Mary are college students.
- college
- {i} kolej
Peterhouse Cambridge'in 33 kolejinin en eskisidir.
-Peterhouse is the oldest of the 33 colleges of Cambridge.
Ebeveynleri onun kolej eğitimi için birikim yapıyorlar.
-His parents are saving for his college education.
- college
- {i} fakülte
Hukuk fakültesi nerede?
-Where is law college?
- college
- özel lise
- college
- iş grubu
- college
- heyet
- college
- bilimyurdu
- college
- birlik
Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.
-Tom lived with his uncle in Boston while going to college.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, eve geri taşındım ve ebeveynlerimle birlikte üç yıl yaşadım.
-After I graduated from college, I moved back home and lived with my parents for three years.
- college
- fakülte College of Cardinals kardinaller heyeti
- college
- {i} kurul
Bu üniversite 1910 yılında kurulmuştur.
-This college was established in 1910.
Kolej bay Smith tarafından kuruldu.
-The college was founded by Mr Smith.
- college
- {i} enstitü
- college
- {i} akademi
- college
- {i} dernek
- college
- {i} okul
Tom, Mary'nin neden okuldan ayrıldığını bilmiyor.
-Tom doesn't know why Mary dropped out of college.
Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.
-Tom taught French at a small college.
- college
- birlik/kolej/fakülte
المصطلحات ذات الصلة
تعريف the body of faculty and students of a college في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- college