التركية - الإنجليزية
تعريف telsize في التركية الإنجليزية القاموس.
- the radio
- telsiz
- radio
The ship's captain ordered the radio operator to send a distress signal.
-Geminin kaptanı telsiz operatörüne imdat sinyali göndermesini emretti.
Dan radioed the police station.
-Dan polis karakolunu telsizle aradı.
- telsiz
- wireless
He sent a message by wireless.
-O, telsizle bir mesaj gönderdi.
- telsiz
- radio-set
- telsiz
- radiotelephone
- telsiz
- transmitter
- telsiz
- walky talky
- Telsiz
- (Askeri) radio or wireless set
- telsiz
- radio, radio-set
- telsiz
- radio (used in radiotelegraphy)
- telsiz
- walkie-talkie
Tom switched off his walkie-talkie.
-Tom telsizini kapadı.
Tom picked up the walkie-talkie and started talking.
-Tom telsizi aldı ve konuşmaya başladı.
- telsiz
- radiotelephone, radiophone; walkie-talkie; citizens' band radio, CB
- telsiz
- transceiver
- telsiz
- (something) which does not contain a wire or wires, which has not been strung with a wire or wires, which has not been strung around with wire, or which does not have wire strung along it; not bound with or reinforced with wire, not wired
- telsiz
- walkie talkie
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف telsize في التركية التركية القاموس.
- telsiz
- Türlerine göre belirli bir kapsama alanı içinde belirli kişilerin iletişimini sağlayan, elektromanyetik dalgalar yardımıyla çalışan araç: "Telsiz dediğimiz de nihayet sonunda gene tele dayanıyor."- R. H. Karay
- telsiz
- Telsiz telefon veya telsiz telgrafın kısa adı
- telsiz
- Teli olmayan
المصطلحات ذات الصلة
telsize
الواصلة
tel·si·zeResimler
السابق
المفضلات