Sen benden daha uzunsun.
 - You are taller than me.
Bilal Karam'dan daha uzundur.
 - Bilal is taller than Karam.
Sen ondan daha uzun boylusun.
 - You are taller than she.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
 - The tall man wore a pink carnation in his lapel.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
 - You are taller than she.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
 - You are taller than her.
O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
 - She wears high heels to make herself look taller.
Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.
 - Tom tried climbing the tall tree.
Bu bina ne kadar yüksekliktedir?
 - How tall is this building?
Eyfel kulesi ne kadar yüksekliktedir?
 - How tall is the Eiffel Tower?
Böyle abartılı bir hikayeye inanmamı bekleme!
 - Don't expect me to believe such a tall story.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
 - The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.
 - I am almost 180 centimeters tall.
On yedi yaşında bir delikanlı genelde babası boyundadır.
 - A boy of seventeen is often as tall as his father.