strength, energy or power needed to accomplish a certain act

listen to the pronunciation of strength, energy or power needed to accomplish a certain act
الإنجليزية - التركية

تعريف strength, energy or power needed to accomplish a certain act في الإنجليزية التركية القاموس.

force
zorlamak

Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to do that.

Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu. - Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı. - Rebel forces prepared to fight.

Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı. - Tom is a retired air force major.

force
{i} güç

Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu. - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.

Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur? - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Onlar geri yürürlükte olacak. - They will be back in force.

Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi. - The Julian calendar was in force in Russia.

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir. - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı. - She forced him to eat his vegetables.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
الإنجليزية - الإنجليزية
force
strength, energy or power needed to accomplish a certain act
المفضلات