التركية - الإنجليزية
تعريف stenocu في التركية الإنجليزية القاموس.
- steno process
- steno
- stenography
I chose to study stenography.
-Ben stenografi okumayı seçtim.
I decided to study stenography.
-Stenografi okumaya karar verdim.
- steno
- (Denizbilim) steno-
- steno
- tachygraphy
- steno
- shorthand
Mary has excellent shorthand skills and works as a hansard reporter in parliament.
-Mary'nin mükemmel steno becerileri vardır ve parlamentoda bir parlamento tutanağı muhabiri olarak çalışıyor.
This is called shorthand.
-Buna stenografi denilir.
- steno
- steno
- steno
- shorthand, stenography
- steno
- stenograph
I decided to study stenography.
-Stenografi okumaya karar verdim.
The court stenographer made a mistake.
-Mahkeme stenografı bir hata yaptı.
- steno
- steno, stenographer
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف stenocu في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- steno
- {i} stenographer, shorthand writer; stenography, shorthand
- steno
- pref. narrow, small
- steno
- a stenographer, someone whose job is to take dictation in shorthand
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف stenocu في التركية التركية القاموس.
- STENO
- Stenografi işaretleriyle herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf: "O hazırladığım nutku, sonra şehir adına, gece, fener alayında, Mustaf Kemal'in çıkıp halkı selamladığı balkona fırlayarak söyledim, stenolar olduğu gibi zapt etmişler."- B. K. Çağlar
- STENO
- Stenografi kelimesinin kısaltılmış biçimi
- Steno
- stenograf
- steno
- imyazar
- steno
- Hızlı yazmaya elverişli, kısa ve yalın imlerden oluşan yazı yöntemi
- steno
- Söylenen sözleri çabuk yazmaya elverişli bir yazı yöntemi
- steno
- Stenografi işaretleriyle herhangi bir metni konuşma hızıyla yazan kimse, stenograf
- steno
- çabuk yazmaya elverişli bir yazı yöntemi
- steno
- Kısa ve yalın işaretlerden oluşan bir yazı yönteminin kısa yazılışı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف stenocu في الإنجليزية التركية القاموس.
- steno
- {i} steno makinesi
- steno
- steno ile yazmak
- steno
- {i} stenografi
Ben stenografi okumayı seçtim.
-I chose to study stenography.
Stenografi okumaya karar verdim.
-I decided to study stenography.
- steno
- {i} steno