O babası kadar ustaca kayak yapabilir.
- He can ski as skilfully as his father.
Tom bunu yapmada becerikli.
- Tom is skillful at doing that.
Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
- You really are quite a skillful investigator.
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
- Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
Tom yetenekli bir marangozdur.
- Tom is a skillful carpenter.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
- A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Onunla çok ustaca başa çıktın.
- You handled that very skillfully.
Erkek kardeşi sakardır, ama o usta bir cerrahtır.
- His brother is all thumbs, but he is a skillful surgeon.
Homer diğer bütün şairlere ustaca yalan söyleme sanatını öğretti.
- Homer has taught all other poets the art of telling lies skillfully.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
Tom insani becerilerini geliştirmeli.
- Tom needs to improve his people skills.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
O babası kadar ustaca kayak yapabilir.
- He can ski as skilfully as his father.
Kız parmakları ile yeteneklidir.
- The girl is skillful with her fingers.
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
- Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
And I am skiller than you.