Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Hemen hemen hiç iştahım yok.
- I have almost no appetite.
Tom hemen hemen her türlü aracı sürebilir.
- Tom can drive almost any kind of vehicle.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
Az daha treni kaçırıyordum.
- I almost missed the train.
Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
- The Sahara Desert is almost as large as Europe.
Kylie Minogue için neredeyse ağlıyordum.
- I was almost crying for Kylie Minogue.
Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
- The novel has sold almost 20,000 copies.
Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
- Tom almost looks like a girl.
Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
- What are some similarities among ethnic groups?
Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
- There are similarities between the Indonesian and Polish flags.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
- Tom likes people similar to himself.
NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.
- NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
- Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
Biz aslında oldukça benzeriz.
- We're actually quite similar.
Tom'a az kalsın araba çarpıyordu.
- Tom almost got hit by a car.
Tom az kalsın ölüyordu o kazada.
- Tom almost died in that accident.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Çoğu insan aynı hataları yapar.
- Many people make similar mistakes.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
- These cities have similar traffic rules.
... notice, has a new movies tab, very similar to the apps in books tabs with featured content, ...
... it's similar to Frances. ...