الإنجليزية - التركية
تعريف sich einfindend في الإنجليزية التركية القاموس.
- arriving
- {i} ulaşan
- arriving
- {f} ulaş
Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.
-The storm prevented us from arriving on time.
Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
-The storm prevented her from arriving on time.
- assembling
- çevirme
- assembling
- takma
- assembling
- toplanarak
- assembling
- toplanma
- gathering
- toplayarak
- gathering
- devşirme
- assembling
- {f} toplan
- assembling
- {i} toplu
- congregating
- {i} toplanma
- congregating
- {f} toplan
- arriving
- varıyor olan
- gathering
- Toplayıcılık
Distinction between gathering and agriculture.
- assembling
- {i} birleştirme
- assembling
- (isim) birleştirme
- assembling
- (İnşaat) toplama,biraraya getirme
- gathering
- {i} apse
- gathering
- {i} kalabalık
Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
-A crowd was gathering around him.
Ofis binamızın dışında toplanan büyük bir kalabalık var gibi görünüyor.
-There seems to be a big crowd gathering outside our office building.
- gathering
- (isim) meclis, toplanma, toplama, biriktirme, topluluk, kalabalık, toplantı, çıban, apse, iltihap, büzgü
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف sich einfindend في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- meeting
- being present
- getting together
- congregating
- gathering
- assembling
- arriving
sich einfindend
Resimler
السابق
المفضلات