sevgilisini

listen to the pronunciation of sevgilisini
التركية - الإنجليزية

تعريف sevgilisini في التركية الإنجليزية القاموس.

sevgili
darling

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

Are you tired, darling? - Yorgun musun, sevgilim?

sevgili
{i} beloved

Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees. - Benim sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin.

Happy birthday, my beloved friend. - Doğum günün kutlu olsun, sevgili arkadaşım.

sevgili
{i} dear

I love you, dear sister. - Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

My dear, maybe you are hiding something from me! - Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.

sevgili
{i} love

Her lover is a spy working for the British government. - Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

sevgili
sweetheart

I married my high school sweetheart. - Lise sevgilimle evlendim.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

sevgili
sweety
sevgili
lover

The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them. - Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.

Tom is not a very good lover. - Tom çok iyi bir sevgili değil.

sevgili
girlfriend

His girlfriend was there, too. - Sevgilisi de oradaydı.

Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend. - Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.

sevgili
{i} deary
sevgili
{s} loved

Wish all my friends and loved one Happy New Year. - Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.

sevgili
precious
sevgili
pet

You're the teacher's pet. - Sen öğretmenin sevgilisisin.

sevgili
lovely

And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way. - Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.

sevgili
boyfriend

She's got a Turkish boyfriend. - Onun Türk bir sevgilisi var.

Her boyfriend is in trouble with the law. - Sevgilisinin yasa ile başı dertte.

sevgili
significant other

My significant other works at a language school and loves it very much. - Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.

sevgili
truelove
sevgili
lass
sevgili
sweetie
sevgili
sweet

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

sevgili
queen
sevgili
lady

I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective. - Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.

sevgili
(Argo) mellow
sevgili
cuddly
sevgili
dulcinea
sevgili
well-beloved
sevgili
pigsney
terketmek (sevgilisini)
jilt
sevgili
girl

His girlfriend was there, too. - Sevgilisi de oradaydı.

Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play. - Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.

sevgili
steady
sevgili
valentine

I wish it was Valentine's Day! - Keşke sevgililer günü olsa!

Tom asked Mary if she was free on Valentine's Day. - Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.

sevgili
ladylove
sevgili
ducky
sevgili
dearling
sevgili
my beloved
sevgili
girlfriends
sevgili
well beloved
sevgili
doxy
sevgili
beau

Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful. - Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

sevgili
inamorato
sevgili
favorite
sevgili
paramour
sevgili
fancy man
sevgili
Dear ..., (used as the salutation of a friendly letter)
sevgili
duckie
sevgili
duck
sevgili
fellow
sevgili
Jill
sevgili
gill
sevgili
(one's) beloved, sweetheart
sevgili
beloved, dear, darling
sevgili
feller
sevgili
lover, darling, sweetheart, love; girlfriend, girl; boyfriend; dear, beloved
sevgili
favourite [Brit.]
sevgili
dearie
sevgili
dove
sevgili
inamorata
sevgili
flame
sevgili
concubine
sevgili
gallant
sevgili
true love
sevgili
favourite
sevgili
dearest

They are our dearest friends. - Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.

sevgili
moll
sevgili
leman
التركية - التركية

تعريف sevgilisini في التركية التركية القاموس.

Sevgili
emre
Sevgili
yavuklu
Sevgili
manita
Sevgili
efuli
Sevgili
mühür gözlü
Sevgili
canan
Sevgili
can gözdesi
Sevgili
dava
Sevgili
servi boylu
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan: "Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol / Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa var ol."- T. Fikret
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan
sevgili
Sevilen ve âşık olunan kimse, dost, yâr