The hyena's bark sounds like laughter.
- Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.
You can make sounds by combining letters in Modern Greek. For example you can use μπ to make the sound b, ντ to make the sound d, γκ to make the sound g and τζ to make the sound dj.
- Modern Yunanca'da harfleri birleştirerek sesler oluşturabilirsiniz. Örneğin b sesi için μπ'yi, d sesi için ντ'yi, g sesi için γκ'yi ve c sesi için ise τζ'yi kullanabilirsiniz.
Betty has a sweet voice.
- Betty'nin tatlı bir sesi var.
This bird can imitate the human voice.
- Bu kuş insan sesini taklit edebilir.
You don't have to talk so loud.
- Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
Someone is knocking loudly at the door.
- Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
You ought to read English aloud.
- İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.
I could not stop myself from crying aloud.
- Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
They heard a noise behind them.
- Onlar arkalarında bir ses duydular.
Who can translate the difference between noise and sound?
- Gürültü ve ses arasındaki farkı kim çevirebilir?
A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
- Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
Tom and Mary sang background vocals.
- Tom ve Mary arka vokalleri seslendirdi.
What's your favorite audio player?
- Favori ses çaların nedir?
Do you often listen to audiobooks?
- Sık sık sesli kitaplar dinler misin?
He made a speech using his unique tone of voice.
- O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice.
- Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.
John was beating the drums loudly.
- John yüksek sesle davulları çalıyordu.
The musician beat his drums loudly.
- Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.
I felt an impulse to cry out loud.
- Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
Tom laughed out loud.
- Tom yüksek sesle güldü.
He shouted at the top of his voice.
- Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
She shouted at the top of her voice.
- Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
Someone was calling my name.
- Biri benim adımı sesleniyordu.
I heard someone call my name.
- Birinin adımı seslendiğini duydum.
I could not stop myself from crying aloud.
- Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
He began to cry loudly.
- O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
Can you please reduce the volume of the music?
- Lütfen müziğin sesini azaltır mısın?
How do I fix the volume?
- Ben sesi nasıl düzeltebilirim?
An electric guitar doesn't sound the same as an acoustic one.
- Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
Music is the silence between the notes.
- Müzik notalar arasındaki sessizliktir.
Tom told Mary not to laugh so loudly.
- Tom Mary'ye çok yüksek sesle gülmemesini söyledi.
Someone is knocking loudly at the door.
- Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
You must speak out against injustice.
- Haksızlığa karşı yüksek sesle konuşmalısın.
I felt an impulse to cry out loud.
- Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
You've got to speak up.
- Yüksek sesle konuşmak zorundasın.