Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
- Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
You may choose what you like.
- İstediğinizi seçebilirsiniz.
Mother chose this curtain.
- Annem bu perdeyi seçti.
In the end she chose another kitten.
- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
You or I will be chosen.
- Siz ya da ben seçileceğim.
I realized that what I had chosen didn't really interest me.
- Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
- Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.
Mary took her time choosing a dress even though Tom was waiting for her.
- Tom onu bekliyor olsada, Mary'nin bir elbise seçmesi zamanını aldı.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.
Dwight Eisenhower was elected president in 1952.
- Dwight Eisenhower, 1952'de başkan olarak seçildi.
I don't think it's fair to single out Tom.
- Tom'u seçmenin adil olduğunu sanmıyorum.
Tom did a pretty good job of selecting music for the dance.
- Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
- Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Pick one of the items on this list.
- Bu listedeki öğelerden birini seçin.
I have to pick one of them.
- Onlardan birini seçmek zorundayım.
You can pick out any book you like.
- Beğendiğin kitabı seçebilirsin.
I want to pick out a present for my friend.
- Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.
She selected a blue dress from the wardrobe.
- Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.
He selected a Christmas gift for her.
- Onun için bir noel hediyesi seçti.