schwierigkeit

listen to the pronunciation of schwierigkeit
ألمانية - التركية
en {'şvi: rihkayt} e zorluk, güçlük
zorlukta
zorluk çekme
zorluk derecesi
müşkülat
güçlük
الإنجليزية - التركية

تعريف schwierigkeit في الإنجليزية التركية القاموس.

difficulty
güçlük

O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi. - She had no difficulty in learning the poem by heart.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian. - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

difficulty
zorluk

Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız. - You'll find some difficulty carrying out the plan.

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir. - This kind of music is something that older people have difficulty understanding.

difficulty
{i} sorun

Derdimi Fransızca anlatmada sorun yaşadım. - I had difficulty in making myself understood in French.

Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi. - He had no difficulty in solving the problem.

arduousness
çetinlik
arduousness
güç oluş
arduousness
güçlük
arduousness
{i} ağırlık
arduousness
{i} zorluk
difficulty
{i} sıkıntı

Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım. - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.

Herhangi bir sıkıntı içinde misin? - Are you in any difficulty?

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
(isim) zorluk, güçlük, engel, külfet, meşakkat, sorun; sıkıntı