Ken otobüsle okula gidiyor.
- Ken fährt mit dem Bus zur Schule.
Okuldan sonra onun hakkında konuşalım.
- Lass uns nach der Schule darüber reden.
Okul sabah sekiz otuzda başlar.
- Die Schule fängt um halb neun morgens an.
Okul 10 Nisan'da başlıyor.
- Die Schule beginnt am zehnten April.
Lütfen okul kurallarına uyun.
- Please follow the school rules.
Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
- You don't go to school on Sunday, do you?
Tom hukuk fakültesine gidiyor.
- Tom is going to law school.
Tom az önce hukuk fakültesinden mezun oldu.
- Tom has just graduated from law school.
Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
- Tom always stays at school as late as the teachers allow him to.
Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.
- My father teaches English at a high school.
Bir sürücü okuluna gidiyorum.
- I go to a driving school.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
- Our boat followed a school of fish.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
- Our boat followed a school of fish.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Tom'u okula götürmen güzeldi.
- It was nice of you to drive Tom to school.
Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.
- Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.
O eli ağzının üzerinde okul kızlarının yapma tarzına güldü.
- She laughed the way schoolgirls do, with her hand over her mouth.