ألمانية - التركية
تعريف südosten في ألمانية التركية القاموس.
- {zü: t-ostın} r güneydoğu
- güneydoğu anadolu bölgesi
- güneydoğu
الإنجليزية - التركية
تعريف südosten في الإنجليزية التركية القاموس.
- southeast
- güneydoğuya doğru
- southeast
- güneydoğu
Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
-The Southeast is a major energy producer of coal, crude oil, and natural gas.
Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.
-Jim is about to take a trip to southeast Asia.
- southeast
- keşişlemeden southeasternkeşişleme yönünde olan
- southeast
- (sıfat) güneydoğu
- southeast
- {s} güneydoğu, güneydoğudan gelen
- southeast
- keşişleme
- southeast
- keşişlemeye doğru
- southeast
- southeasterly z
- southeast
- (isim) güneydoğu
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف südosten في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- south-east /SE/
- southeast
Deal is in the southeast of England, about 110 kilometers away from London.
-Deal liegt im Südosten Englands, ungefähr 110 Kilometer entfernt von London.
The most important thing now is to launch direct dialogue, genuine, full-fledged dialogue between today's Kiev authorities and representatives of southeast Ukraine.
-Das Wichtigste ist, einen direkten Dialog, einen direkten und vollwertigen Dialog, zwischen den heutigen Kiewer Behörden und Vertretern des Südostens der Ukraine einzuleiten.
- Breezeway-Haus (Haustyp im Südosten der USA)
- dog-run
- Breezeway-Haus (Haustyp im Südosten der USA)
- possum-trot (style of house in the Southeastern of the US)
- Breezeway-Haus (Haustyp im Südosten der USA)
- breezeway house
- Breezeway-Haus (Haustyp im Südosten der USA)
- dogtrot house
المصطلحات ذات الصلة
südosten
Resimler
السابق
المفضلات