The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
Who will play the role of the princess?
- Prenses rolünü kim oynayacak?
I am sure you will take an active role in your new position.
- Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
He isn't really sad; he's only acting.
- O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.
I have an important part.
- Önemli bir rolüm var.
TV plays an important part in everyday life.
- TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.