Onu kurtarmak için hayatını riske attı.
- Er riskierte sein Leben, um sie zu retten.
Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı.
- Tom tried to rescue Mary.
Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
- He did his best to rescue her.
Tom Mary'nin bebeğini kurtarmasına yardım etmek istiyordu.
- Tom wanted to help Mary rescue her baby.
İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış.
- Try to hold on until a rescue team arrives.
O, beni kurtarmak için geldi.
- He came to my rescue.
Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
- They hurried to their father's rescue.
Leyla kurtulma şansını kaçırdı.
- Layla missed a chance of rescue.
Tom died trying to rescue Mary.
- Tom kam bei dem Versuch, Maria zu retten, ums Leben.
Markku put his life on the line to rescue Liisa.
- Markku setzte sein Leben aufs Spiel um Liisa zu retten.