الإنجليزية - التركية
تعريف repeat an earlier theme of a composition في الإنجليزية التركية القاموس.
- repeat
- {i} tekrar
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
-His repeated delinquencies brought him to court.
Lincoln sözlerini tekrarladı.
-Lincoln repeated the words.
- repeat
- {f} aralıksız ateş etmek (tüfek)
- repeat
- {i} tekrarlama
Tom büyük olasılıkla bu hatayı tekrarlamaz.
-Tom won't likely repeat that mistake.
Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
-Don't repeat such a careless mistake.
- repeat
- tekrarlanma
Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.
-Repeating a lie does not make it true.
Trajedi tekrarlanmaması için hatırlanmalı.
-The tragedy must be remembered so that it is not repeated.
- repeat
- yinelenme
- repeat
- {f} ezberden okumak
- recapitulate
- önemli çekitleri kaytalamak
- recapitulate
- özetlemek
- recapitulate
- özetle
- repeat
- yeniden yayınlanan bağdarlama
- repeat
- yinele
Tekrar tekrar yineleyebilirim.
-I can repeat it again and again.
Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.
-The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity.
- recapitulate
- {f} yinelemek
- recapitulate
- {f} tekrarlamak
- recapitulate
- {f} yeniden özetlemek
- repeat
- tekrar söylemek
- repeat
- yineleme tekrarla
- repeat
- tekrar yapmak
- repeat
- {f} ağzına gelmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف repeat an earlier theme of a composition في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- recapitulate
- reprise
- repeat
repeat an earlier theme of a composition
الواصلة
re·peat an ear·li·er theme of a com·po·si·tionالتركية النطق
ripit ın ırliır thim ıv ı kämpızîşınالنطق
/rēˈpēt ən ˈərlēər ˈᴛʜēm əv ə ˌkämpəˈzəsʜən/ /riːˈpiːt ən ˈɜrliːɜr ˈθiːm əv ə ˌkɑːmpəˈzɪʃən/
Resimler
السابق
المفضلات