Suçluluk tüm yüzünde yazılı.
 - Guilt is written all over your face.
Sosyopatlar işledikleri suçlar için nadiren pişmanlık ya da suçluluk hissi duyarlar.
 - Sociopaths rarely display remorse or feelings of guilt for their crimes.
Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.
 - He could not refrain from smiling, though with a slight sense of guilt.
Benim bir vicdan azabım vardı.
 - I had a guilty conscience.
Vicdan azabı çekiyorsun, değil mi?
 - You have a guilty conscience, don't you?
O çalmaktan suçludur.
 - He is guilty of stealing.
O cinayetten suçluydu.
 - He was guilty of murder.
O cinayetten suçludur.
 - He is guilty of murder.
O cinayetten suçluydu.
 - He was guilty of murder.
Bill Clinton suçsuz bulundu.
 - Bill Clinton was found not guilty.
Biz sanık, Tom Jackson'ı suçsuz buluyoruz.
 - We find the defendant, Tom Jackson, not guilty.