Bu nasıl ilişkilidir?
- How is this relevant?
Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.
- I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this.
İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.
- They found out truth while examining a pile of relevant documents.
Onun nasıl ilgili olduğunu anlamıyorum.
- I don't see how that's relevant.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
- I thought his opinion was relevant.
Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you say that's not relevant!
Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.
- From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.
Yorumlar konuyla alakalı olmalıdır.
- Comments must be relevant to the topic.
Bu, amaca uygun olabilir.
- This may be relevant.
Ben neyin uygun olduğunu bilirim.
- I know what's relevant.
Senin dinin Mars'a uygun mu?
- Is your religion relevant on Mars?
İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.
- They found out truth while examining a pile of relevant documents.
Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!
- How dare you say that's not relevant!
Yorumlar konuyla alakalı olmalıdır.
- Comments must be relevant to the topic.
Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.
- From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.
His mother provided some relevant background information concerning his medical condition.
... unlocking that are largely governed by the copyright office, because the relevant law ...
... relevant for very long time. ...