Tom's face showed his relief.
- Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Tom let out a big sigh of relief.
- Tom büyük bir rahatlama nefesi verdi.
Summer vacation always equals idleness and relaxation.
- Yaz tatili her zaman tembellik ve rahatlamaya eşittir.
I just want a little more relaxation.
- Ben sadece biraz daha rahatlama istiyorum.
Before going home, I have a few drinks to relax.
- Eve gitmeden önce, rahatlamak için birkaç içki içerim.
Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
- Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.