O, ailesinin geçimini sağlayamaz.
 - He is unable to provide for his family.
Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.
 - They had a lot of children to provide for.
Senin ve erkek kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
 - I'm trying my best to provide for you and your brother.
Senin ve kız kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
 - I'm trying my best to provide for you and your sister.