previously, at an earlier time; before now

listen to the pronunciation of previously, at an earlier time; before now
الإنجليزية - التركية

تعريف previously, at an earlier time; before now في الإنجليزية التركية القاموس.

earlier
daha evvel

Bugün daha evvel Tom'la konuştum. - I spoke with Tom earlier today.

Bana daha evvel söylemeliydin. - You should've told me earlier.

earlier
erken

O günlerde ben daha erken yatmaya gittim. - In those days, I went to bed earlier.

O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur. - He said that he was tired and that is why he'd like to go home earlier.

earlier
daha erken

Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin. - Had you come a little earlier, you could have met her.

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı. - I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.

earlier
sabık
earlier
eski

Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir. - We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.

Tom şimdi eskisinden çok daha erken kalkmak zorunda. - Tom now has to get up much earlier than he used to.

earlier
(zarf) daha evvel
الإنجليزية - الإنجليزية
earlier
previously, at an earlier time; before now
المفضلات