Gerçekten güzel koktu.
- It smelled really good.
Hava güzel olması koşuluyla, katılım iyi olmalı.
- Attendance should be good provided the weather is favorable.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that is better.
Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.
- The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
Sanırım bu kitabı okumanız yararlıdır.
- I think it's good for you to read this book.
Sağlıklı kalabildiğim sürece uzun yaşamak isterim.
- I want to live as long as I can stay in good health.
O, birkaç yıldır sağlıklı değil.
- He has not been in good health for some years.
Birey, devletin menfaati için mevcut değildir.
- The individual does not exist for the good of the State.
Tom, acentenin menfaatı icabı işi bırakmalıdır.
- Tom should quit for the good of the agency.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
O çok iyi bir öğretmendir.
- She's a very good teacher.
Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.
- I made a good profit by selling my car.
Sigara içmek sağlık için faydalı değildir.
- Smoking is not good for the health.
Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- It's good for your health to get up early in the morning.
Bazıları İngilizcede iyiler,ve diğerleri matematikte iyiler.
- Some are good at English, and others are good at mathematics.
En iyiler çoğunlukla iyilerin düşmanıdır.
- The best is often the enemy of the good.
Tom iyi bir yaşam sağlamaktadır.
- Tom makes a good living.
Tom'un sağlam bir el sıkışması var.
- Tom has a good firm handshake.
O bana bir iyilik yaptı.
- He did me a good turn.
Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
- I can't stand those goody-goody types.
Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
- Tom's dog is a pretty good swimmer.
Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir.
- Tom is pretty good at playing piano by ear.
Bugün Pekin'de hava çok iyi.
- The air is very good in Beijing today.
Peki, biri iyi olmak zorunda.
- Well someone has to be good.