Tomorrow let's go to the morning bazaar.
- Yarın, sabah pazarına gidelim.
You go to the bazaar not to become a sheep, but to buy sheep.
- Bir koyun olmamak için, ama bir koyun almak için pazara gidin.
There is a big market for coffee.
- Kahve için büyük bir pazar var.
Falling interest rates have stimulated the automobile market.
- Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
Yesterday was Sunday, not Saturday.
- Dün cumartesi değil, pazardı.
My friend told me that this coming Monday an exhibition about Spanish history is opening.
- Arkadaşım bana bu önümüzdeki pazartesi İspanyolca tarihi hakkında bir sergi açılacağını söyledi.
She used to play tennis every Sunday.
- Her pazar tenis oynardı.
Yesterday was Sunday, not Saturday.
- Dün cumartesi değil, pazardı.
This is a great opportunity to increase our market share.
- Bu, pazar payımızı artırmak için büyük bir fırsat.
He played golf last Sunday.
- O, geçen pazar günü golf oynadı.
I don't know if he will visit us next Sunday.
- Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.