O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
- My brother bought a used car, so it was not very expensive.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
- I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
- Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to keeping early hours.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
- The herb used in that pasta sauce might be parsley.
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
- Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar utangaç değil.
- Tom isn't as heavy as he used to be.
Tom eskiden olduğu kadar zengin değil.
- Tom isn't as rich as he used to be.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
- Tom used to be a special education teacher.
Tom eskiden basketbol antrenörü idi.
- Tom used to be a basketball coach.
Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
- I'm not used to making speeches in public.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
- Tom isn't used to walking barefooted.