Oda sanki birisi sigara içiyormuş gibi kokuyordu.
- The room smelled like someone had been smoking.
Tom bir çiçek kopardı ve onu kokladı.
- Tom picked a flower and smelled it.
Sami'nin sigaraları marihuana gibi kokuyordu.
- Sami's cigarettes smelt like marijuana.
O, kapıyı açar açmaz yanan bir şeyin kokusunu aldı.
- The instant he opened the door, he smelt something burning.
Tom büyük bir tencerede gerçekten iyi kokan bir şey pişiriyordu.
- Tom was cooking something in a large pot that smelled really good.