تعريف one of a pair of long flat runners designed for gliding over snow في الإنجليزية التركية القاموس.
- ski
- {f} kaymak
Kaymak çok eğlenceli.
-Skiing is a lot of fun.
Kaymak için dağa gittik.
-We went to the mountain to ski.
- ski
- skiingkayak yapma
- ski
- kayakçılık
Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir.
-Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.
Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir.
-According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.
- ski
- ski lift kayak çıkılan tepeye çıkaran teleferik
- ski
- ski jump kayakçının yaptığı sıçrama veya atlama
- ski
- kayak yap
Kayak yaparken bacağını kırdı.
-He broke his leg skiing.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
-I broke my leg while skiing.
- ski
- skierkayakçı
- ski
- kayak kaymak
- ski
- {f} kay
Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.
-I may go skiing at Zao next month.
Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
-I want to buy a pair of ski boots.
- ski
- kayak
Kayak yaparken bacağını kırdı.
-He broke his leg skiing.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
-I broke my leg while skiing.
- ski
- kayak yapmak
Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
-She likes dancing in a disco better than skiing.
Ebeveynlerim her kış kayak yapmaktan hoşlanır.
-My parents enjoy skiing every winter.
- ski
- {i} ski
المصطلحات ذات الصلة
تعريف one of a pair of long flat runners designed for gliding over snow في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- ski