After a long wait in line, she was told she should get a certified copy of her birth certificate as identification.
- Uzun bir bekleyişten sonra, ona kimlik olarak onun doğum belgesinin onaylı bir nüshasını alması gerektiği söyleniyor.
Please let me know the confirmation number you were told when you reserved the room.
- Lütfen odayı ayırttığında sana söylenilen onay numarasını bana bildir.
You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator.
- Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.
Even Tom gave his assent.
- Tom bile onayını verdi.
Father will never approve of my marriage.
- Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
Both houses of Congress approved Jefferson's proposal.
- Kongre'nin her iki meclisi Jefferson'un teklifini onayladı.
Please endorse this check.
- Lütfen bu çeki onayla.
We certainly don't endorse that.
- Kesinlikle onu onaylamıyoruz.
Please endorse this check.
- Lütfen bu çeki onayla.
It is necessary to obtain the sanction of the authorities to enter this building.
- Bu binaya girmek için yetkililerin onayını almak gereklidir.
Tom will never sanction this.
- Tom bunu asla onaylamaz.
Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation.
- Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.
She grinned her approval.
- Onun onayına sırıttı.
She wants her mother's approval.
- O annesinin onayını ister.
I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here's my confirmation card.
- Bir rezervasyonum var, benim adım Kaori Yoshikawa. İşte benim onay kartım.
I'd like to confirm my reservation for the 30th.
- 30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.