Oldu (tamam, anlaştık) hadi hemen işe koyulalım - Deal, let's get down to work.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
They said the deal was foolish.
- Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.
I can read Chinese fairly well, but I can't write it very well.
- Ben Çince'yi oldukça iyi okuyabilirim ama çok iyi yazamam.
To my surprise, she spoke English very well.
- Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.
To my surprise, she spoke English very well.
- Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.
Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
- Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
Tom and Mary agreed never to talk about the incident.
- Tom ve Mary olay hakkında hiç konuşmamakta hemfikir oldular.
We agreed that his actions were warranted.
- Onun eylemlerinin haklı neden olduğunu kabul ettik.
Any book will be okay as long as it is interesting.
- İlginç olduğu sürece herhangi bir kitap iyi olacaktır.
I'm okay because I'm alive.
- Ben hayatta olduğum için iyiyim.
I have no regrets for what I have done.
- Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
Get it done as soon as possible.
- Mümkün olduğunca kısa sürede onu yaptır.