Bir şişe salata yağı aldım.
- I bought a bottle of salad oil.
4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.
- 4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter.
Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.
- The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- Why does she apply olive oil on her lashes?
Onları nerede yağladın?
- Where did you oil them?
Mary bisikletini yağladı.
- Mary oiled her bicycle.
Trenler dizel yakıtla çalışır mı?
- Do the trains run on diesel oil?
Evi yalıttığımızdan beri kalorifer yakıtında çok tasarruf yaptık.
- Since we insulated the house we've saved a lot on heating oil.
Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.
- I work for an oil company.
Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.
- Japan relies on Arab countries for oil.
Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.
- It is always dark beneath the oil lamp.
Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.
- Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor.
- Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.
Yet, in another way, I was unable to put Picasso's oils in the same class as Cezanne's, or even (which will no doubt shock many readers) as Renoir's.
The writer is never enthusiastic and rarely Imaginative. His lines flow with the smoothness of a well-oiled machine.