Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
- He is not a man to admit his mistakes easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
Yeni evimize rahatça yerleştik.
- We are comfortably established in our new home.