of wear

listen to the pronunciation of of wear
الإنجليزية - التركية

تعريف of wear في الإنجليزية التركية القاموس.

worn
yıpranmış

Onun paltosu yıpranmış. - His overcoat is worn out.

Benim ayakkabılar yıpranmış. - My shoes are worn out.

worn
(İnşaat) aşınmış

Deri ceketin dirsekleri aşınmış. - The leather jacket has worn out at the elbows.

Deri ceket dirsekten aşınmış. - The leather jacket has worn out at the elbow.

wore
giy

Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi. - Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.

Yeşil bir elbise giydi. - She wore a green dress.

worn
yalama olmak
worn
giyilmiş
worn
yalama
worn
{s} bayat (espri)
worn
f., bak. wear. s
worn
yorgun, yorulmuş
wore
wear aç/yıprat/taşı/giy
wore
f., bak. wear
worn
{s} bitap
worn
{s} bitkin

Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın. - You must be worn out after working all day.

Karısı, çocuklara baktıktan sonra bitkin düşmüş. - His wife is worn out after looking after the children.

worn
(sıfat) çok giyilmiş, köhne, eskimiş, yıpranmış, yorgun, bitkin, bitap, bayat (espri)
worn
{s} çok giyilmiş
worn
wear aç/yıprat/taşı/giy
worn
{s} köhne
worn
{s} yorgun

O, eve vardığında yorgundu. - He was worn out when he got home.

Onu yıpranmış eski ve yorgun buldum. - I found him worn out, old, and tired.

الإنجليزية - الإنجليزية
wore
worn
of wear

    التركية النطق

    ıv wer

    النطق

    /əv ˈwer/ /əv ˈwɛr/

    فيديوهات

    ... But let's say you don't like glasses.  Let's say you don't wear glasses.  Then how will ...
    ... you have, how do you decide what to wear every day and ...
المفضلات