His son became a famous pianist.
- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.
- Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.
We have got two daughters and two sons.
- İki kızımız ve iki oğlumuz var.
Tom has two sons. Both of them live in Boston.
- Tom'un iki oğlu var, İkisi de Boston'da yaşıyor.
He distributed his land among his sons.
- O, arazisini oğulları arasında dağıttı.
The elder sons are now quite independent of their father.
- Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.
My boys are all grown up.
- Benim bütün oğullarım büyüdü.
My boys are my everything.
- Oğullarım benim her şeyimdir.