Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.
- He enjoys exploring remote areas.
Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.
- The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Tatilimizi kırsal Fransa'yı keşfederek geçirdik.
- We spent our holiday exploring rural France.