Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
 - They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
Geçen hafta kendini terfi ettirmeyi başardı.
 - He managed to get himself promoted last week.
Tom kimin terfi ettirilmesi gerektiğine karar veremedi.
 - Tom couldn't decide who should get promoted.
Dilimizi mümkün olan her şekilde tanıtmak önemlidir.
 - It is important to promote our language in every possible way.
Hükümet, sanayinin gelişmesine yardımcı olmak için yeni bir program başlattı.
 - The government started a program to promote industry.
Onun işi satışları yükseltmektir.
 - His job is to promote sales.