O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
En büyük ağabeyim bekardır.
- My oldest brother is single.
Odadaki en yaşlı kişi Tom'du.
- Tom was the oldest person in the room.
Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.
- My grandmother is the oldest in this town.
Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.
- This miserable old church is the oldest building in our country.
Yumi Ishiyama Lyoko Takımı'nın en eski üyesidir.
- Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.