This isn't about money or power. This is about my legacy.
- Bu, para ya da güç hakkında değil. Bu mirasım hakkında.
Ronnie's music and legacy live in all of us!
- Ronnie'nin müzik ve mirası hepimizin içinde yaşıyor!
We have a rich historical heritage.
- Zengin bir tarihsel mirasımız var.
This building should be kept as a national heritage.
- Bu bina ulusal miras olarak tutulmalıdır.
Tom has no inheritance.
- Tom'un hiç bir mirası yok.
This is the cultural inheritance of independence.
- Bu, bağımsızlığın kültürel mirasıdır.
She inherited her mother's blue eyes.
- O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.
Tom inherited a lot of money.
- Tom bir sürü parayı miras aldı.
According to Tom's will, Mary will inherit his entire estate.
- Tom'un vasiyetine göre, Mary onun tüm gayrimenkulünü miras olarak alacak.
Tom wishes for his son to inherit his estate.
- Tom oğlunun onun gayrimenkulunu miras olarak almasını diliyor.