تعريف mathematics, science dealing with numbers and quantities and forms في الإنجليزية التركية القاموس.
- math
- (Bilgisayar) matematiksel
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
-Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
-In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
- math
- matematik
Matematik dersi iyidir.
-The mathematics class is good.
X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.
-The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics.
- math
- dili matematik math
- maths
- matematik
John matematikte iyidir.
-John is good at maths.
Ben İngilizceyi matematikten daha çok severim.
-I like English more than maths.
- math
- {k} mathematical, mathematician, mathematics
- maths
- i., İng., k.dili. matematik
- maths
- dili matematik
- math
- i., k. dili matematik
- math
- (isim) matematik [amer.]
- math
- {i} matematik [amer.]
- maths
- (isim) matematik [brit.]
- maths
- {i} matematik [brit.]