Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir.
- In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.
Büyücünün hileleri bizi şaşırttı.
- The magician's tricks surprised us.
Sihirbazlık gösterisi bugün harikaydı.
- The magic show was awesome today.
Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim.
- I was aware of the trick in this magic.
Bir sihirbaz olmak istiyorum.
- I want to be a magician.
Kız, sihir gibi kayboldu.
- The girl vanished like magic.
Onu öpmek büyülü, unutulmaz bir andı.
- Kissing her was a magical, unforgettable moment.
Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
- Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
- In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
Tom sihirli bir numara yaptı.
- Tom performed a magic trick.
movie magic.
Magic makes the light go on.
a magic wand; a magic dragon.