التركية - الإنجليزية
تعريف mümkündür في التركية الإنجليزية القاموس.
- it's possible
- mümkün
- possible
All of us want to live as long as possible.
-Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
It is possible that he is telling a lie.
-Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
- mümkün
- {s} feasible
I think it's feasible. Should we try? We can always dream...
-Bence bu mümkün. Denemeli miyiz? Her zaman hayal kurabiliriz.
What you're suggesting doesn't seem feasible.
-Önerdiğin şey mümkün görünmüyor.
- mümkün
- earthly
- mümkün
- apt
- mümkün
- likely
It's not likely but possible.
-Mümkün değil ama olası.
It is not likely that he did it on purpose.
-Onu kasten yapması mümkün değil.
- mümkün
- possible to
- mümkün
- in possible
- mümkün
- possible olası, muhtemel
- mümkün
- probable
It is probable that she will come tomorrow.
-Onun yarın gelecek olması mümkün.
It's possible, but not probable.
-Bu mümkün, ama olası değildir.
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف mümkündür في التركية التركية القاموس.
- mümkün
- Muhtemel, olabilir, olası
المصطلحات ذات الصلة
mümkündür
الواصلة
müm·kün·dürResimler
السابق
المفضلات