Peki, İtalyan seçimlerini kim kazandı?
- So, who won the Italian elections?
On dokuz devlet 1816 seçimlerinde oy kullandı.
- Nineteen states voted in the elections of 1816.
Bu civardaki çocukların yüzmek için çok fırsatları yok.
- Children around here don't have many opportunities to swim.
Yerli konuşmacılarla konuşmak için çok fazla fırsatlarım olmuyor.
- I don't get very many opportunities to talk with native speakers.
İnsanın imkânları yalnızca hayal gücü ile sınırlıdır.
- The opportunities of man are limited only by his imagination.
Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.
- In Japan, employment opportunities are significantly lower for women than they are for men.
Bana opsiyonlarımın ne olduğunu söyle.
- Tell me what my options are.
Opsiyonlarımız nelerdir?
- What are our options?
Geleceğin olasılıklarla dolu.
- Your future is full of possibilities.
Biz zaten olasılıkların yarısını saf dışı bıraktık.
- We've already eliminated half the possibilities.
Bizim şanslarımız nedir?
- What are our chances?
Şanslarımızın ne olduğunu çok iyi biliyoruz.
- We know very well what our chances are.
Benim seçimlerim benim kendimin.
- My choices are my own.
Tom kendi seçimlerini yapıyor.
- Tom makes his own choices.
Seçenekleri kontrol ediyorum.
- I'm checking options.
Hangi ödeme seçenekleri mevcut?
- What payment options are available?
Hangi ödeme seçenekleri mevcut?
- What payment options are available?
Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.
- Tom advised Mary to take some time to think over her options.