The island has a fine harbor.
- Adanın güzel bir limanı var.
Sydney has a beautiful natural harbor.
- Sydney'in güzel bir doğal limanı vardır.
That ship goes abroad from this port.
- Şu gemi bu limandan yurt dışına gider.
Hundreds of ships left American ports.
- Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
The ship anchored in the harbour and unloaded its goods.
- Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
The lost fishing boat made a safe return to harbour.
- Kayıp balıkçı teknesi limana güvenli bir dönüş yapmıştı.
The girl was gazing at the dock.
- Kız limana bakıyordu.
Odessa and Sebastopol are seaports on the Black Sea.
- Odessa ve Sivastopol Karadeniz'de limandır.
Many ports are in the east.
- Pek çok limanlar doğudadır.
Hundreds of ships left American ports.
- Yüzlerce gemi Amerikan limanlarından ayrıldı.
The waterfront is a beautiful area.
- Liman bölgesi güzel bir alandır.
A free port was established.
- Serbest liman kuruldu