Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
 - A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Orijinal qipao geniş ve boldu.
 - The original qipao was wide and loose.
Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
 - When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
 - These insects are widely distributed.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
 - Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
İngilizce dünyada en yaygın konuşulan dildir.
 - English is by far the most widely-spoken language in the world.
Pencere tamamen açıktı.
 - The window was wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
 - Keep your eyes wide open!
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
 - There is a wide gap in the opinions between the two students.
Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.
 - For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.
Henüz tamamen uyanık değilim.
 - I'm not wide awake yet.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
 - Tom opened his eyes wide.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
 - Keep your eyes wide open!