Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I'll give you a laptop computer.
Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
- It's practical to have a laptop.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I will give you a laptop.
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
- I'll give you a laptop computer.
Benim diz üstü bilgisayarım çalındı.
- My laptop has been stolen.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
- I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.
... But if you take your laptop on your lunch break and access Facebook and discover that ...
... the laptop. ...