Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- The transition from farm life to city life is often difficult.
Hoover, 1874'te Iowa çiftlik eyâletinde doğdu.
- Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
Tom ziraat eğitimi görüyor.
- Tom is studying agriculture.
Çiftçi tarlaya tohumları serpiyor.
- The farmer is scattering seeds over the field.
Çiftçi bütün gün tarlasını sürdü.
- The farmer plowed his field all day.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Benim asıl branşım tarımdır.
- My major is agriculture.
O, tarımla uğraşıyordu.
- He engaged in agriculture.
Ahır çiftlik evinin tam arkasında.
- The stable is right behind the farm house.
Biz bir çiftlik evinde kaldık.
- We stayed at a farm house.
By no means do I dislike farming.
- Auf keinen Fall habe ich etwas gegen die Landwirtschaft.