Your car has a broken taillight.
- Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.
The male peacock has colorful tail feathers.
- Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.
I don't like waiting in queues.
- Kuyrukta beklemekten hoşlanmıyorum.
British people are used to standing in queues.
- İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.
She played that tune on her grand piano.
- O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
The grand piano has no pedal at all.
- Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
The grand piano has no pedal at all.
- Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
She played that tune on her grand piano.
- O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
Tom stood in line for an hour.
- Tom bir saat kuyrukta bekledi.
I stood in that line for thirty minutes.
- O kuyrukta otuz dakika durdum.