التركية - الإنجليزية
تعريف kumarin في التركية الإنجليزية القاموس.
- kumar
- gamble
He gambled on the war coming to an early end.
-Erken sona eren savaş üzerine kumar oynadı.
Tom is a professional gambler.
-Tom profesyonel bir kumarbaz.
- kumar
- gambling
You don't like gambling, do you?
-Sen kumar oynamayı sevmezsin, değil mi?
I'm not cut out for gambling. Maybe I'm just unlucky, but working for my pay is more of a sure thing.
-Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir.
- kumar
- hazard
- kumar
- (Kanun) gambling game
- kumar
- (Ticaret) wager
- kumar
- game
- kumar
- (Kanun) game of chance
- kumar
- play
- kumar
- game of hazard
- kumar
- gaming
- kumar
- gambling, gamble, play
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kumarin في التركية التركية القاموس.
- KUMAR
- (Osmanlı Dönemi) Para vs. karşılığında oynanılan oyun. Meşru bir ihtiyacın karşılanması için bir çalışma sonucu olmadan piyango ve şans oyunları gibi haram yollarla kazanç elde etmektir. Dinimizde böyle oyunların her türlüsü haramdır. Bir müslüman kendi menfaatini isteyip zararını istemediği gibi; diğer bir müslümanın da çıkarını gözetip kötülüğünü isteyemez. Halbuki kumara katılan herkes, karşı tarafın zarariyle kendi çıkarlarını düşünmektedir.Eğer böyle bir menfaat ve zarar oyunda konulmamışsa ve dince yasaklanan maksadl
- Kumar
- oyun
- Kumar
- (Hukuk) ALEA
- Kumar
- keriz
- Kumâr
- (Osmanlı Dönemi) KIMAR
- kumar
- Orman gülü
- kumar
- Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu: "Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi."- N. Cumalı
- kumar
- Ortaya para konularak oynanan şans oyunu
- kumar
- Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu
المصطلحات ذات الصلة
kumarin
الواصلة
ku·ma·rınResimler
السابق
المفضلات